Bayramlar, yani Ramazan ve Kurban bayramı hakkında birkaç kısa izlenimlerimi ve tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum…
Temizlik…
Temizlik konusunda Kur’an’da abdest almamız, elbisemizi temiz tutmamız gibi ayetler mevcuttur. Bununla beraber manevi temizliğe de vurgu yapılmaktadır. Peygamber Efendimiz (ASM) de sıkça temizlik (nezafet, taharet) ile ilgili uyarılarda bulunmaktadır. Mesela en çok bilineni ise sanırım “temizlik imandandır” hadisidir.
İster Ramazan bayramı olsun, ister Kurban bayramı olsun, her iki bayramın öncesinde ülkemizde (yurt dışı malumatım yok) büyük bir temizlik seferberliği başlıyor. Annelerimizin, kardeşlerimizin kendi evlerimizi temizleme operasyonlarına artık belediyeler sokak ve caddeleri dip-temel temizleyerek katkıda bulunuyorlar. Bunun reklamını yapmayı da ihmal etmiyorlar.
Kainattaki Kuddüs isminin cilvesi olan muhteşem temizlik hareketine yılın bir iki günü de olsa katkımızın olması elbette çok hoş. Hem daha nezih bir ortama kavuşmuş oluyoruz, hem de imanımız ölçüsünde harika bir ticarette bulunuyoruz. Yalnız bu kârlı ticaretteki niyete dikkat etmek lazım. Temizlik Allah rızası için mi yapılıyor, yoksa eve/şehre gelecek misafirlerin diline düşmemek için mi?
Mana…
Bayramlarda en çok rahatsız olduğum(uz) konulardan biri de bayram manasının yakalanamaması… Bilmeyenler oruca açlık, kurbana katliam ve bayrama da tatil nazarıyla bakabiliyor. Bu gibi durumlarla karşılaşıldığı zaman herkesin bir meşrepte olmadığı hakikatinden hareketle karşımızdakine müsamaha ile bakmak elzemdir. Bu demek değildir ki karşımızdakinin hakaret ve iftiraya varan her dediğine kafa sallamak. Elbette yanlış ifadelere karşı cephe alınır, ama münakaşaya ne gerek var? Karşımızdaki şahıs kötü niyetliyse onunla münakaşada bulunmak, sürekli cevap yetiştirmek bize ne kazandıracak?
Bayramın en güzel taraflarından birisi sıla-ı rahim de bulunmaktır. Çoğunlukla memleket yollarına düşülür, yıllardır görmediğimiz hatta hiç görmediğimiz akrabalar ile görüşülür. Bayramı bayram yapan temel taşlardan birisidir, tatilcilerin pek hoşuna gitmeyen bu ziyaretler. Tecrübeyle sabittir ki sıla-i rahim anlatılmaz yaşanır. Eğer birisine sıla-i rahimin önemini anlatmak istiyorsanız hiç boşa dil dökmeyin. Yapacağınız ziyaret, vereceğiniz tebessüm sadakası ve yapacağınız hoş sohbet yeter de artar bile.
Etki-tepki…
Ya bayram çok ehemmiyetli bir şey değil (haşa!) Ya da biz hâlâ bayramın kabuğunu aşıp özüne inemedik. Her bayram öncesinde saatlerce aynı gereksiz tartışmaları yapıp duruyoruz. Bazı konular çok ehemmiyetli binanın temeli hükmünde. Ancak o temeli süslemekle o kadar çok vakit kaybettik ki hâlâ birinci katı bitiremedik.
Bayram, bayramsa eğer iki hafta, üç ay, belki ömür boyu insan müspet manada etkisinden çıkamamalıdır. O müspet etkiye en güzel şekilde tepki verebilmelidir. Yetmiyor ama şu an dünyada insanları her yıl müspet manada bir araya toplayan tek şey bizim dini bayramlarımız. Yeise düşmemizi az da olsa engelliyor elhamdülillah. Cumaların da bayram olduğunu farkedip Cumaya yakışır bir şekilde amel ederiz inşaallah…
- Hilal ile hilalin savaşı - 15 Mart 2019
- İslam’da veganlık - 23 Kasım 2017
- Nur Menzilleri (Batı-2017) - 11 Temmuz 2017