Bir hayalim var…

Bir hayalim var…

Bir hayalim var istikbalde Nur’un zulmete galebe ettiği günlere dair…

İnayetin çağlayarak üzerimize geldiği günlere dair…

Fecrin ufkuyla beraber sulh-u umuminin tesis ve teminine dair…

Bir gün elbet doğacak şems-i hakikat, sâri illet olan istibdat hükümferma olmayacak.

Kalbler uhuvvet ve tesanüdle ittihad edecek hak üzere. Dur diyecek nesl-i cedid, ey cellad-ı sehhar gayrı yeter. Buradan öte yol yok sana.

Asırlardır kederli kalblerden tebahhur eden ızdıraplarla hâsıl olan bulutlar, berk-i İslamiyet’le rahmet yağmurlarını akıtacak.

Kan ve gözyaşıyla sulanan âlem-i İslam’ın çorak toprakları hürriyet yağmuruyla yeni yemişler verecek eskide olduğu gibi.

Milyonlara bâliğ ordularımız maddi ve manevi asayişi temin edip, mazlumun ahını bırakmayacak zalimde.

Mazide kalan ızdırab ve zilletimizi kefaret sayacağız Kerbela’ya. Hz Hüseyin’in (RA) havale eylediği zülfikarın kabzasından tutup mahvedeceğiz istibdadı.

Hz. Hasan’la (RA) hitam bulan Hilafet-i Muhammedînin (ASM) sancağını arzın her karışında dalgalandıracağız.

Kalblerden başlayacak fethimiz, tahkik-i imanla dolan kalblerle.

Ebede müheyya kalblerle yürüyeceğiz cihad-ı manevi meydanına.

Nehiyden içtinab eden kalblerden hâsıl olan dua haleleri ile yapacağız takva zırhlarımızı.

Endişemiz olmayacak sokaklarda oynayan yavrularımızdan, Fırat’ın kenarında kurtlarla beraber otlayacak kuzularımız.

Avrupa kâfirleri ve Asya münafıkları iğfal edemeyecek saf-i kalplerimizi, tahrip edemeyecek basiretli idraklerimizi.

Mucize-i Peygamberî (ASM) ile feth olunan şehr-i İstanbul’un kalbi, şeair-i İslam olan Ayasofya’nın minarelerinden yankılanan ezanlar haber verecek feth-i sânimizi.

Gadab-ı ilahinin sebebi olan ihmal-i hac, kessaretüzzünub olmayacak artık.

Bilal’ler dâvudi sesleri ile İttihad-ı İslam hakikatinin ilanını haykıracaklar.

Asırlardır gaflet uykusunda olan müminler uhuvvet, tesanüd, ittihadla uyanıp çıkacaklar zillet çukurlarından, hakaik-ı imaniyeyi yudumlayarak haykıracaklar küre-i arzın her karışında telbiyelerini.

Lebbeyk!… Allahümme Lebbeyk…

Lebbeyk!… Lâ şerîke leke Lebbeyk…

İnne’l-hamde ven ni’mete leke ve’l-mülk… Lâ şerîke lek…

Resul-ü kibriyaya (ASM) iktidaen, iman davetçileri küre-i arzın kıtalarına sürecekler doru atlarını.

Fevc fevc, dalga dalga din-i İslam’a koşacak Adem’in (AS) çocukları.

Habiller, Nuh’lar, İbrahim’ler, Ahmed’ler yeniden galebe edecek izn-i ilahi ile küfrün zifiri karanlığına.

Sema kapıları bir kez daha açılacak gaybî muavinlerimize.

Sancaktar-ı Resul’ler milyonların önünde son kez yürüyecek ikinci asr-ı saadet için, Lailaheillallah mührünü vurmak için.

Feveran edecek hamiyet-i milliye, tecelli edecek amud-u nurani, sımsıkı sarılacağız bu kez bırakmamacasına Hablullaha…

Mazideki seleflerimiz iftihar edecek fethimizle, havz-ı kevseri mübarek ellerle yudumlamayı muştulayacaklar büyük harbin nurlu gazilerine.

Hakaik-ı Kur’an’la yeniden abdest alacağız yüzümüzdeki günah kirlerini temizlemek için.

Parlayacak artık Ümmet-i Muhammed’in çehresi secde izleriyle.

Bir hayalim var bu uğurda ölmek için…

Bir hayalim var bu şehrin imarı için…

Bir hayalim var Kur’an medeniyetinin yeniden inşası için…

Bir hayalim var muştulanan iman ordusunun şanlı komutanına asker olmak için…

Bir hayalim var hayallerimin zeminini ihzar etmek için…

Bir hayalim var en büyük cihadın nefisle olduğunu haykırıp, en küçük daire kalblerin yeniden ihyası için…

Yaşanan bir namazla, yakîni bir imanla, basiretli bir akılla, iffet, şecaat ve hikmetten ibaret olan sırat-ı müstakim üzere yürümek için…

Bilelim kendimizi, Rabbimizi bilmek için.

El verin hep beraber yeniden inşa edelim dağlar büyüklüğünde taşları bulunan İslam kalesini.

El verin hep beraber ihya edelim, nefsimizin, ailemizin, evlatlarımızın, bütün insanlığın muhafaza olup selamette olacağı hısn-ı hasin olan İslam kalesini.

Eğer biz, doğru İslamiyeti ve İslamiyete layık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan fevc fevc dahil olacaklardır.[1]

Ve ey Kur’an’a bin yıllık tarihinin şehadetiyle hadim olan ve İslamiyet nûrunun zemin yüzünde naşiri bulunan yüksek ecdadın evladı!

Kur’an’a yönel ve onu anlamaya, okumaya ve onu anlatacak onun bu zamanda bir mu’cize-i manevisi olan Nur risalelerini mütalaa etmeye çalış.

Lisanın Kur’an’ın ayetlerini âleme duyururken, hal ve etvar ve ahlakın da onun manasını neşretsin, lisan-ı halin ile de Kur’an’ı oku.

O zaman, sen dünyanın efendisi, âlemin reisi ve insaniyetin vasıta-i saadeti olursun.”[2]

Bir hayalimiz olmalı…

Gaye-i hayal olmazsa veyahut nisyan veya tenâsi edilse, ezhan enelere dönüp etrafında gezerler.[3]

Kaynakça:

[1] Tarihçe-i Hayat s.74.

[2] Tarihçe-i Hayat s.140.

[3] Mektubat s. 456.

İsmail Kartal
Latest posts by İsmail Kartal (see all)
Share

One thought on “Bir hayalim var…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.