Gayba imandaki saadet veya Küçük Prens nazarı

Gayba imandaki saadet veya Küçük Prens nazarı

İMANDA ne kadar büyük bir saadet ve nimet ve ne kadar büyük bir lezzet ve rahat bulunduğunu anlamak istersen…

Hayatın karakterinden, yaşadığı tecrübelerden, okuduğu kitaplardan, münasebette bulunduğu kişilerden ve sezilen-sezilemeyen daha birçok yoldan insana sürekli mesajlar gönderilir.

Bu gönderilenleri rastgele gelen girdiler olarak değil de kasten kendisine gönderilen özel mektuplar olarak okuyan insan, gayet şefkatli ve hikmetli bir Zat tarafından oldukça heyecan verici bir sınava tâbi tutulmakta olduğunun farkına vararak hakiki yaşama sevincine kavuşur. Vazifelerini güzelce ve rızayla yapar, daha sonra bu dünyadan çeker gider. Tıpkı bir talebenin iyi hazırlandığı ve çözebileceği soruların sorulduğu bir imtihanı (arada zorlansa da) zevkle ve şevkle çözerek mutluluk içinde salonu terk etmesi gibidir onun hali.

Dışarıdan çok belli olmasa da huzur, teslimiyet ve güven ile doludur iç âlemi. Hiçbir şeyden korkmaz zira her şeyi Rabbinin vazifeli memurları bilir. Her şeyi çok sever zira hoşuna gidecek şekilde bütün mahlûkat ona musahhar kılınmıştır.

Bir sıkıntı yaşadığında üzülse de kahrolmaz. Tecrübe ettiği bu imtihanda kendi dar nazarının ihata edemeyeceği nice hikmetler bulunduğunu bilir. Zaten hayatın anlamı yüzde bir kendi nefsine, yüzde doksan dokuz onun üzerinde esmâlarını tecelli ettiren Rabbine baktığı için hodgâm bir nazarla yaşadıklarında boğulmaz. “Hayırlısı, nasip, Allah büyüktür…” gibi bu farkındalığı ifade eden kısa ama derin sözlerle dahi teselli bulabilir.

Fâni dünyanın kararsız hâdiselerine değil bekâ âleminin istikrarlı iklimine göre ruhu ayarlı olduğu için dünya imtihanları onu çok sarsmaz, sarssa da düşüremez, düşürse de çabuk kalkar ve yoluna devam eder. Zira sonsuz bir hayat onu beklemektedir ve yan gelip yatacak zamanı yoktur. O hayata ne kadar çok yatırım yapsa gene az olduğunu düşünür. Bu dünyaya karşı kanaatkâr, o hayata karşı gayretlidir.

Saint Exupery’nin Küçük Prens’i gibi basit ama huzur verici bir nazara sahiptir. Hani kitapta diyordu ya Küçük Prens, dünyalı adama:  “Senin gezegenindeki insanlar binlerce gül dikiyorlar ama yine de aradıklarını bulamıyorlar. Hâlbuki aradıklarını bir tek gülde veya bir yudum suda bulabilirler.” Bir tek güldeki veya bir yudum sudaki iltifât-ı Rahmanî, nazar-ı Rabbânî ona yeterli görünür, sükûn bulur ve edebe girer.

Daha bunun gibi pek çok lâtif, ulvî ve leziz, tatlı hakikatler, imanından tecellî eder, tezâhür eder

Abdülhamid Karagiyim
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.