- İHLASIN “en büyük bir kuvvet” olması, zayıflığım hakkında bana ne söyler? Kırılganlığım, alınganlığım ihlas kuvvetinin bende olmadığına veya çok az olduğuna delalet eder mi? Kimi güçlü biliyorum, gücü kimden biliyorum? Siyasetçiden mi, patrondan mı, yoksa nefsimden mi? İhlas en büyük bir kuvvettir, zayıflığım ise ortada.
- Amelim var mı, varsa ne için var? Amelim olmalı, bu birinci basamak. Faal olmalıyım. Atalette ihlas aranmaz. Ne gerekiyorsa yapmalıyım, yapmamalarıma ihlası bahane etmemeliyim. İkinci basamak, amelimde bir rıza gözetmeliyim, bin değil. Gözetilen bir rıza bazen bin rızayı mündemiçtir. Annemin rızası, babamın rızası, sıla-yı rahim ve diğerleri gibi. Dünyayı küstürmekse niyetim, muhlis muhacirlerden sayılmam. Rıza-yı İlahî ile çatışırsa anlamı vardır dünyayla olan küskünlüğün. O razı olmasa, dünyayla küs olsam ne, olmasam ne? Mamafih, hemşehrim olan Şemseddin-i Sivasî’nin derdini de dikkate almalıyım:
Bir acaîb derde düşmüş tutuşur Şemsî müdâm
Hakk’a makbûl olmak ister, halka menfûr olmadan.
- Halkın reddetmesini hafife almamalıyım. Eğer o kabul ederse tesirsizdir halkın reddi. Onun rızasına uygun yapmadıklarımı reddediyorsa halk, şükretmeliyim halime –halkının kılıcıyla doğrultulmayı şükür sebebi sayan Hazret-i Ömer gibi. Doğru okumalıyım kabulleri ve retleri. Retlerin varlığı tek başına meşruiyet sebebi değildir, keyfiyetlerine bakmalıyım. Bana zarar verenlerin varlığı da umûr-u hayriye içinde olduğumu göstermez. Her maniye muzır nazarıyla bakmamalıyım. Muzıra mani oluyorlardır belki de.
bu yazıyı yeni okudum. Allah razı olsun kardeşim. Bilhassa ihlas ve uhuvvet gibi rehber risaleler için -nefsimizden başlayarak- yeni bir okuma ve yorumlama usulü geliştirmeliyiz kanaatindeyim. zira bu metinlerin tek tek bütün cümleleri nurcular tarafından ezbere bilinmesine rağmen ülfet, kırgınlıklar, ayrılıklar, siyasi meseleler vs. derken ne yazık ki fosilleştirilmiş olması gibi bir vakıa var. bu yazıdaki gibi enfüsi okumalarla, küçük adımlarla ve fıtri bir şekilde bunun duasında bulunmalıyız. Duanın neticesini halkedecek Allah’tır. Çok teşekkür ediyorum bu sebepten.
Allah razı olsun abi. Allah istikametten ayırmasın cümlemizi. Ezbere bilinen çok hakikat var, fakat onlar da her zaman doğru anlaşılmıyor. Bazen kafamızaki şablonu Risaleye onaylatma gibi bir mekanizmayı işletiyoruz. Uhuvvet ve Ihlas risaleleri de dahil olabiliyor bu işe. Anlaşılan hakikatler ise her zaman fiiliyata dönüşmüyor. Yanlış anlaşılan idealler var, doğru anlaşılıp uygulanmayan idealler var, var da var. Nefsimden biliyorum 🙂