İnsan bir yolcudur; alem-i ervahtan, rahm-ı maderden, sabavetten, gençlikten, ihtiyarlıktan, kabirden, berzahtan ta haşre giden bir yolun yolcusu…
Her bir geçit güzergahı ayrı bir menzil, ayrı bir istasyondur. Birbirlerinden farkları var elbette bu menzillerin. Gençlik menzili ise en göz kamaştıranı, en şaşaalısıdır. Dünya hayatında yolun başında olduğundan mıdır ya da oraya kondurulduğundan mıdır bilinmez; bu menzilde ömür kazanılır, hayat gerçekten yaşanır, ebedi hayatın kazanıldığı altın çağ olur veya ömür tüketilir, hayatlar yitirilir, geri dönüşü zor olan yollara girilir, en çetin imtihanlar verilir.
Delikanlı çağlardır bu yıllar, için içe sığmadığı, her denen söze kanılmadığı, iktidar tanımayan istibdada karşı isyan yüklü bulutlar taşıyan bir arştır. Hakikat arayan ruhun semasından bir katredir, kıvamını bulunca ırmak olup akacaktır.
İbrahim peygamberin rabbini araması, atalarının dinini, mahalle baskısını reddetmesi. Her türlü puta karşı dik bir duruş, onları parçalayan itikat. Nice ihtiyarları genç ruhlara önder eden meşale, nice gençleri ihtiyarlara rehber eden vera. Yaşadım, yaşlıyım artık demeden 80 yaşlarında surların dibine, bir hadis-i şerife mazhar olmak için mesafeler kat eden, taptaze bir inanç, dipdiri bir dimağ eseri.
Kabına sığmayan şevk, davası, imanı, İslam’ı için dünyanın gayrimeşru lezzetlerine sırt çeviren ruh ve çelikten irade. Akılları geren varlık bilmecesinde, cevapta sukuta sevk eden “Necisin?”, ”Nereden geliyorsun?” ve “Nereye gidiyorsun?” suallerini idrak etmede fikri yırtarcasına düşünen, düşündüren ve lazım-ı zatisi olmuş bedenle imtizaç etmiş kafa.
İşte gençlik budur itikadımca.
- Harika insanlar! - 6 Nisan 2019
- Müslümanca düşünebilmek - 6 Ekim 2018
- Oryantalizmin zehirli tohumları: tarihselcilik ve mealcilik - 16 Mart 2017