Soru(nu)m Var Hocam!

Soru(nu)m Var Hocam!

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يم

Sorularım var, sayın hocam. Birkaç tanesini sormak istiyorum, dertliyim derdime derman arıyorum. Malum zaman kötü, bir sorunun cevabını bulamıyoruz ya da bulup da nefsimize söyleyemiyoruz. Peki bunu yapamama sebebimiz ne? Acaba nefsimiz benliğimizi ele geçirmiş de haberimiz mi yok, olabilir değil mi? Niye olmasın?

Buyrun hocam, sorularım:
_20160115_1049321) Zamanı kaybedecek zamanı nerden buluyoruz?
2) Bu kadar boş işi hayatımızda önemli bir yere nasıl koyuyoruz?
3) Sağlığı kaybetmek için uğraşıyor gibi niye midemizi herşeyle dolduruyoruz?
4) Başka milletlere benzemek istercesine niçin onlar gibi giyinip onlar gibi davranıyoruz?
5) Bir Müslüman olarak amelimizle amel etmemiz gerektiği düsturu niçin sadece sohbetlerde, derslerde ya da cami vaazlarında geçen bir konu olup fiiliyatımızdan çıkar oldu?
6) Helal-haram çizgisi neden bu kadar önem arz etmez oldu?
7) Kim ya da kimler söyledi bize bir kimsenin arkasından konuşulabileceğini?
8) Niçin peygamberî fiil dediğimiz Sünnet-i Seniyye unutuldu?
9) Nereden peyda etti bu kadar hak tanımaz insan?
10) Oncan haramın bulunduğu kara kutular nasıl evimizin baş köşesine oturdu?
11) Her olaya karşı zanda bulunmak ne zamandan beri hayatımızın bir parçası?
12) “Rızk Allah’tandır” dediğimiz halde nasıl geleceğimizi garantiye almak istediğimizi söyleyebiliyoruz?
13) Ölümün Hakk’a kavuşmak olduğunu söylediğimiz halde sanki ölen kişi yok olmuş gibi feryat figan ağlamamız kendimizle bir çelişki değil midir?
14) Bir Müslümana bakınca İslam’ın inceliği görülmesi gerekirken biz ne kadar İslam’a ayine olabiliyoruz?
15) “Bu suçu işleyen Muhammed’in kızı Fatıma olsa dahi cezalandırırım” diyen anlayıştan bu kadar adam kayırmanın olduğu bir zamana nasıl geldik?
16) Ağza alınmayacak hatta küfür içeren sözler Müslümanların diline nasıl bu kadar yerleşebildi?
17) “Hakk’ın hatırı alîdir hiçbir hatıra feda edilmez” derken ne denilmek isteniyordu da bu veciz ifade bizi muhatap almıyormuş gibi davranıyoruz?
18) “Kişi sevdiğiyle beraberdir” diyen bir Peygamber’den (ASM) sonra nasıl sevdiklerimiz Allah’tan, peygamberden, sahabelerden ve din alimlerinden başkaları ya da başka şeyler olabildi?
19) Hayatımızın merkez noktasında nasıl futbol ya da basketbol takımları, TV dizileri, sinema filmleri vb. şeyler yer edinebilir?
20) Bir Müslüman din kardeşi yanında haksızca öldürülürken nasıl duyarsız kalabilir?
21) Ve en önemlisi bir Müslüman niçin kendine bu kadar uzak kalabilir?

Bende daha çok sorular var sayın hocam ve sorularımın da sonu yok. Velhasılıkelam, sorun soruyu getirir lakin sorunumuz dahi sorun olmamaya başlamış.

Aslında bu yazıya bir ayet son veriyor ve bütün sorular(ım)a da cevap oluyor. Bu ayetin neresindeyiz, neresi bizi muhatap kabul ediyor bunu nefsimize soralım:

Asra yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı  tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.

                                                                                                                         Asr Suresi

Hilmi Karaca
Latest posts by Hilmi Karaca (see all)
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.