Aynadaki iskelet

Aynadaki iskelet

Dillerin sustuğu

Gönüllerin karardığı

Ve gözlerin mutsuzluktan başka bir şey görmediği geceler

İşte o geceleri yaşatan bir adam, ruhunda


Kalbindeki çarpıntı

Bir leylak çırpıntısı ve yere düşen kuru yapraklar

Heyhat, ne acı, ne mutsuz akşamlar!

Çat pat yürüyen bir bebek sarsıntısı


Gözler kömür karası

Gönüller kâinatın en ritmik sesi

Genç olmak yetmiyor hoyrat rüzgârın estiği gecelerde

Sağlam durmak kalelerdeki fedailer misali


Durmadım, yürüdüm aynanın içindeki aksime

Nehrin uğultusu, bir yaprak hışırtısı karşılıyordu beni aksimde

Yamandırlar

Korkmadılar içlerinden, seslerinden, akislerinden


Bilmedim ya “Neden?” derdim

Kafası soru işaretlerinin esiri olmuş köhne bedenlerde

Sormadım, duymadım, işitmedim nedir anlamı?

Bir gençlik anlamı saklı kaldı bende


Ey beni gözüm kapalı gittiğim yoldan çeviren dargınlık

Çöllerde pusulasız yürüyen derviş güveni

Bu dikenli diyar, bu kum yığını ve anlamlar

Ne kadar yankılı gelmiş gizlerimize


Yazgımda saatlerce demlenen çay acılığı var

Bir yandan dünyanın en aromatik nesnesi

Diğer yandan tatsız ve acısız birisi

Sahi nedir bu kadar acı olan?


Yazgım dünyanın en sinematografik nesnesi

Perspektif, bakış açısı ve nazar

Misal âlemi, anlam, ihtimal

Mahiyet-i eşyanın tağyiri


Söyleyin!

Aynada iskeletini görmeyen kaç insan var?

Çarkıfelek çiçeği, beyaz zambaklar

Ve eski Anadolu şiiri…


Bilgi, irfan ve imtihan

Suya yansıyan cehalet fışkısı

ve dahi cühela hücceti

Murdardılar


İhtilafı veren Sendin Âdem’in fıtratına

“Halife ol!” demiştin “arza, arzlıların bir kısmına…”

Ayrışmalar, bölüşmeler, zıtlaşmalar

Bir tezgâhta satılır, arasta


Arafta artık insanoğlu

Dönemeç

Yol ayrımı

Büyük imtihan


Mutena bir biçimde gidilirmiş melal ruhlular

Meftune

Meftun

Ve aşıktırlar


Sessiz çırpınışlar

Rüzgârdan yolunu şaşırıp uçamayan serçe

ve saçları dağılmış insanlık kümesi

Konuşuruz cazgır sesiyle

Hakikatten uzakta


Perestiş eder dünyaya, delice

Sırtına hançer saplanan adamın son nefesleri

Beşer olmak yetmiyordu âdem olmak için

Halbuki amacı başka ne olsundu yaratılışın


Bir çocuk bakışı, bir gençlik fısıltısı

Müteyakkız bir ruh

Daha ne gerekti anlamlı bir gönle

Yamandırlar, anlarlar, içimde sakladığım anlamlı söylevi


Çatlamış çay bardağı

İşlevsiz materyaller

Can acıtmaya ciddi bir gerginlik

Göğsümüzün gergefinde


Elem, keder, geçmiş ve gelecek

Bir illüzyon gözümüzde

Geçmişin geleceğe etkileri

Geçmişten kalan pişmanlık ve ıstırap


Geçmişin bugüne etkileri

Kıskançlık, pişmanlık ve elem

Önemsiz olaydı tüm bunlar

Hiç temiz kalır mıydı peygamber?

Evvel günahsız, geçmişi hatasız


Bülbülün güle aşkı gibi gereksiz samimiyet

Yanlış anlaşılmaya müsait ve insafsız

Bir geçmiş yükü, bir günahsızlık tasavvuru

ve  gizlediklerimiz…

Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.