Şükrederek iyileş

Şükrederek iyileş

Eğer şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım, eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.
İbrahim suresi 14:7

Rabbimizin kulundan beklediği en mühim iş şükürdür. Kur’an’da kulunu sürekli şükre teşvik eder ve şükrün ödülünü de şükretmenin içinde saklar. Şükür ile nimet, insan ile gölgesi gibidir. Şükrü peşinden hep yeni nimetler takip eder. Şükür adeta bir hediye paketi gibidir. Şükrü olanın hediyesi de vardır. Rabbimiz ayetinde de dediği gibi şükrettiğimizde nimetini artıracaktır ve bereketlendirecektir. Şükür ile az olan yetmeye başlayacaktır, mutlu etmeyen mutlu etmeye başlayacaktır. Çünkü hakiki şükre eren insan değişecektir. Adeta ameliyat olmuş gibi görmeyen gözleri açılacaktır. Aslında ne kadar çok nimetin içinde olduğunu anlayacaktır. İçine çektiği havanın milyon dolarlardan daha kıymetli olduğunu, ailesiyle oturduğu bir sofranın en güzel sofra olduğunu fark edecektir.

Sofrada daha çok çeşit olması mı mutlu eder insanı yoksa sofraya ne kadar kişiyle oturduğu mu?
Hele bir de sofraya en sevdikleriyle oturuyorsa nasıl mutlu olmasın değil mi?
“Dünyada en sevdikleriniz kimdir?” diye kime sorsak çoğu insan ailesinden başlayacaktır. Oysa her gün en sevdikleriyle sofraya oturduğunun farkında değildir.
Bunun farkına varabilmesi içinde şükretmeye başlaması gerekir. Şükrederek gözü açılanlar bunun farkına varacaktır ve daha fazla şükretme arzusuyla dolacaktır. Şükrettikçe yeni nimetleri gördüğü için de haliyle şükür hep yeni nimetler getirecektir. İşte Rabbimiz biz şükrettikçe nimetini nasıl da arttırıyor değil mi?

Peki gerçekten şükrediyor muyuz?
Gerçekten şükreden bir insan nasıl olur?
Sadece “Çok şükür ya Rabbim” dediğimizde şükretmiş olur muyuz?
O zaman herkes şükrediyor çünkü bu sözü deyip geçiyor çoğunluğumuz. Ama hallerimize bir baksak hiç şükrediyor gibi değil sanki…

Şükreden bir insan kanaatkardır, hırslı değildir.
Şükreden bir insan iktisad eder, israf etmez.
Şükreden bir insan elinde olandan razıdır, elindeki nimeti beğenmeyip hürmetsizlik etmez.
Şükreden insan memnundur, yüzünde tebessüm vardır çoğunlukla, çatık kaşlarıyla her şeyi eleştirmez.
Şükreden insan helalinden yer, haramdan yılandan kaçar gibi kaçar.

Peki bu tanımlardan kaçı bizi anlatıyor?
Elimizde olanla kanaat ediyor muyuz?
Başkalarının birçok acıyı içinde saklayan iki yüzlü hayatlarına bakıp “Ondaki bende niye yok” diyor muyuz?
Diyorsak kanaat etmiyoruz ve onun elindekilere olan arzumuz bizi hırsa sevk ediyor. Sonra “Daha çok çalışıp ben de ondan alacağım“ derken ömrümüz bitiyor. Belki de hırsımız harama da bulaştırıyor bizi. Daha fazlası için faizlerin, kartların içinde boğulup gidiyoruz.

Peki iktisad ediyor muyuz? Tasarruf ediyor muyuz? Elimizde olanı gerektiği gibi mi harcıyoruz?
Elimizde olanı sadaka ve zekatla bereketlendiriyor muyuz?
Elimizde olandan razı mıyız? Mutlu muyuz?
Yoksa oyuncağını beğenmeyen küçük hırçın çocuklar gibi oraya buraya mı saldırıyoruz? Böyle bir çocuğu sevebilir miyiz hiç! Elindeki oyuncağı da alıp sen hiçbir şeye layık değilsin deriz.

Dünya hayatı bir oyunsa bize verilenler de geçici bir oyuncak değil midir? Oysa ikimiz de oyuncağımızı bir gün bırakacağız. Herkes kabre aynı şekilde girecek.
Başkasının arabasının, evinin, kıyafetlerinin, yediklerinin daha güzel olmasıyla fazlaca ilgilenirsek ruhen de hastalanacağız. Kafaya çok takmamak gerekiyor, son durak olan mezarlıkta kimsenin oyuncağı olmayacak, sadece amelleri olacaktır. Şükrettiğimiz kadar bir menzilimiz olan kabrimiz de güzelleşecektir.

Eğer siz şükredip inanırsanız Allah size ne diye azap etsin. Allah, iyiliklerin karşılığını bol bol veren ve her şeyi hakkıyla bilendir.
Nisa suresi 4:147

İşte şükretmeyişimizin en büyük zararı kendimize oluyor. Tüm insanların toplanıp bize yapamadığını biz kendi kendimize yapıyoruz. Şükürsüz, karanlıklı, rutubetli bir odaya kendimizi kapatıp iki dünyamızı da mahvediyoruz.

Ayette de dediği gibi biz şükredersek Rabbimiz bize niye azap etsin. Şükürden ne kadar uzaksak o kadar hastayız ve şükre yaklaştıkça da o kadar iyileşeceğiz. Bu yüzden maddi haplardan ziyade şükre ehemmiyet verelim. Şükrettikçe maddi haplara da ihtiyacımız kalmayacaktır. Çünkü hastalıkların çoğu israftan, haram helal demeden yemekten kaynaklanıyor. Sünnet-i seniyyeye göre yaşayamamaktan oluyor.
Hakiki şükre yaklaştığımız ölçüde maddi ve manevi hastalıklardan uzak olacağız. Rabbim bizi hakiki şükredenlerden eylesin. Âmin.

Hayır, artık (yalnızca) Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Zümer suresi 39:66

Share

0 thoughts on “Şükrederek iyileş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.