İnsanı şevke getiren ve sabırsızlandıran nedir?
İnsan neden acelecilik ve sabırsızlık gösterir ki?
Bir anda birçok şey yapma isteği nerden gelir?
Peki neden bir şeyler yapma isteği vardır içimizde?
Devamlı kitap okuma isteği içime nerden geliyor ve bu sabırsızlık ve acelecilik benim okuma isteğimi daha sonradan neden öldürüyor?
İnsanda kemale ulaşmaya ve daha iyiye gitmek için bir meyil var sanırım. Peki, bu meyil her insanda var mı? Veya bu istek bütün insanlarda ortak mı? Ya da bu sadece insani bir özellik midir? Sokak köpeklerine baktığımda sabahtan akşama kadar uyuyorlar ve bir şeyler yapma istekleri var gibi görünmüyor. Genelde de bütün hayvanlar sadece karınlarını doyurma ve güvenli bir ortamda hayatlarını geçirme iç güdüsüyle techizlenmişler. Aslında bu durum aynen insanlarda da geçerlidir. İnsanın bu dünyaya bakan yönü, yani nefsi hayatta kalma ve üreme iç güdüsüyle donatılmış. Bu yüzden yemek-içmek ve cinsi münasebet çok büyük bir yer tutuyor insan hayatında. Ama insan sadece nefisten meydana gelmiş bir varlık değildir. Akıl, ruh, kalp gibi başka istidatlarla bu dünyaya gönderilmiş. Bu duygu ve istidatların gerçekleştirilmeye karşı bir meyilleri var, insanı yerinde durdurmuyor.
Peki, o zaman insanlardaki tembellik nereden ileri geliyor? Niye bazen hiçbir şey yapma isteği duymayız içimizde? İçimizde bir sıkkınlık ve baskınlık neden dolayı oluşur?
Kontrolsüz şevk diye bir şey var mıdır? Veya belki kontrolsüz şevk dediğimiz şeyi hırs diye tabir etmek daha doğru olacaktır. Hırs ve şevk arasındaki fark nedir? Kaynakları nelerdir ve sonuçları nelerdir bu iki duygunun?
Hırs, bir şeyi hemen elde etme isteği sanırım. Yani içinde acelecilik var. Ayrıca hırsta, akıl devre dışı kalıyor sanırım; çünkü haris adam -bir çocuk gibi- istediğini elde etmek için çırpınır. Ayrıca sanırım hırsta bir doyumsuzluk vardır ve istediği şeyi hemen elde etmek ister. Bu da aslında hırsın nefsani bir içgüdü olduğunu gösterir. Hırs sonuç odaklıdır, aradaki evreleri göremez ve hemen sonuca ulaşmak ister. Ama tabi ki bu dünya sebepler dünyası olduğu için aradaki seviyeleri atladığında ulaşmak istediği sonuca ulaşmak imkansızlaşır. Sonuca hemen ulaşamayınca da nefis bu işten vazgeçer ve tembelliğe düşer. Ayrıca hırslı bir adam sonuca ulaşmak için her yolu mübah görme eğiliminde olabilir. Ancak insanı insan yapan toplumsal kurallar oluşturması ve bunlara uyabilmesidir. Bunu diğer hayvanlar yapamaz. Çünkü beyinleri buna müsait değildir. Yani mesela haris bir adam eğer sonuca daha çabuk ulaşması için hırsızlık yapması gerekiyorsa bunu yapabilir. Bu da onun toplumsal kuralları devre dışına ittiğini, yani bir bakıma insani değil hayvani ve nefsani hareket ettiğini gösterir. Hırs ayrıca ani ve def’idir.
Şevk ise insani bir duygudur ve bir işi yapmaya başlamak için gerekli eşik enerjisini aşmaya yarayan bir ateşleme mekanizmasıdır. Ancak şevkin işlevi sadece ateşlemekle kalmayıp başlayan hareketi devam ettirmektir. Ayrıca şevkin gerçekten şevk olması için aklın onun içinde olması gerekir, çünkü sonuca ulaşma sürecinde aradaki aşama ve evreleri görmek için akla ihtiyaç vardır. Ve eğer akıl olmazsa şevk ortaya çıkmaz, hırs olarak kalır. Yani belki de şevk, hırsın akıllanmış, yani bir yönden insanileşmiş versiyonudur. Şevk ani ve kısa amaçlarda her zaman ortaya çıkmaz. Şevkin şevk olması için onun uzun soluklu ve hayat amacı şeklinde bir hedef olması gerekir. Şevk, hayat amacı şeklinde bir müteharrikle bağlantılı olduğu için aradaki evreler dahi ona zevkli ve eğlenceli olur. Sabır insani bir duygudur ve şevkin şevk olması için içinde sabrında olması gerekir, çünkü karşısına zorluklar çıktığında şevk bunlara ancak sabır kuvvetiyle karşı koyabilir. Hayat amacı dediğimizde işin içine mana da girer. Bir nesneye veya olaya mana yüklemek ise yine insani bir özelliktir veya insanlarda bu özellik en yüksek derecededir. Sonuç olarak şevkin içinde mana yani ruh da vardır.
Bütün bu söylediklerimizden sonra diyebiliriz ki insan birçok duygu ve hisle donatılmıştır. Bu duyguların bir kısmı insani, bir kısmı hayvanidir. Hayvani duygular, genelde bilinçsiz bir şekilde gerçekleşir ve ani ve def’idir. İnsani duygular ise akıl ve mana gerektirir. Bu ise bir bilinçlilik ister. Yani biz insani duygularımızın ortaya çıkması için ayrı ve özenli bir çaba sarf etmemiz gerekir. Bu duygular haricinde hem insani olup ama aklın içine girmediği duygular da vardır muhakkak. Ancak yine bu duyguların farkına varmak, o duyguları yaşamak ve o duygulardan yararlanmak için akla ve bilince ihtiyaç vardır. Allah bizlere hakkıyla duygularımızın farkına varıp, onları tanıyıp ve onlardan en iyi ve etkili şekilde faydalanabilmeyi ve hak-hakikat yolunda vartalara sapmadan ve kendi yolundan ayırmadan bu dünyada yaşayıp O’na ulaşmayı hepimize nasip etsin. Amin.