Kâinata halife-i arz seçilen insanı, evine böyle hapseden neydi?
Koronavirüs mü? Yoksa kâinatı hiddete getiren günahlarımız mı?
İnsanlık olarak o kadar zulmettik ki birbirimize ve en çok da kendi nefsimize. اِنَّ الْاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ۟ âyetini acı bir şekilde gösterdik zalimliğimizle. Küresel boyutta olan zâlimlikleri çoğu kez konuştuk, eleştirdik ama nefsimizin de bize bir emanet olduğunu unutup ona yaptığımız zâlimliği çoğu kez konuşmadık. Rabbimizi tanımaktan uzaklaştıkça, onun emir ve nehiylerine uymadıkça zulmettik. Yunus (a.s) gibi bir peygamber
لاَ اِلٰهَ اِلاَّۤ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
diye dua ediyor, “Şüphesiz ben nefsime zulmedenlerden oldum” diyorsa, bizim toplu bir şekilde nefislerimize olan zalimliklerimiz elbette kâinatı hiddete getirebilir.
İçimizdeki sıkıntıyı gezememekten sanıp dışarılara attık kendimizi ama onun mülkünde gezdiğimizin şuurunda olmayınca gezmekten de sıkıldık ve mülkünde gezmekten men edildik.
İçimizdeki çığlıkları duymayalım istedik ve zulmü her geçen gün artırdık. Başkalarının yaptığı zulmü konuşurken kendi zâlimliğimizden hiç bahsetmedik ve kadere fetvayı verdirdik. Gaybî bir el bizi evimize kilitledi.
Elbette Hakîm ve Rahîm olan Rabbimizin her işinde olduğu gibi bu işinde de çok hikmetler ve rahmet tecellîleri gizli.
Azîz, sıddîk kardeşlerim,
Evvela : Hiç telaş ve merak etmeyiniz. Hakkımızdaki her hadisede, hem perde altında, hem neticeler itibariyle, hem rahmet ve inayetin iltifatları ve tebessümleri, hem kader ve kısmetin ve adalet ve şefkatin terbiyeleri var olduğu katî ve mükerrer tecrübelerle tahakkuk ettiğinden, biz en acı vaziyet ve sıkıntılara karşı, kemal-i sabır içinde şükür etmekle mükellefiz.
Tarihçe-i Hayat
Fıtraten hürriyetine çok düşkün olduğu halde ömrü hep hapislerde, kilit altında çok zor ve sıkıntılı bir şekilde geçen Üstadımız böyle diyorken, maddî ve manevî her türlü nimetin içinde geçen ev hapsinde adalet ve şefkatin terbiyeleri olmaz mı?
Evet, Âdil-i Hakîm olan Rabbimiz bize bunları hak ettiğimiz için yaşatıyor ve şefkatiyle terbiye ediyor.
Biz de kendimizi derin bir muhasebe içine alıp, başta nefsimize olan nice zulümlerimizi düşünüp bu mağfiret günleri olan Ramazanda istiğfar edelim. Belki de tevbe etmek için son şansımız.
- Dünyanın geçici hastalıkları mı, ahiretin ebedî hastalıkları mı? - 13 Ağustos 2023
- En kuvvetli hazine: Ahirete iman - 20 Ağustos 2022
- Ramazan’ın ardından - 6 Mayıs 2022
Evet, Allah razı olsun.
Yâni, kısacası “İğneyi kendinize/kendimize batırın” diyorsunuz.
İnşaAllah dersimize çalışalım, Ramazan’ın bereketiyle, her yaptığımız düşünce/amel binle çarpılıyor.
Çok güzel bir yazı olmuş tebrik ediyorum. Allah kalemine kuvvet versin.
Allah Razı Olsun Allah devamını getirmeyi nasip etsin inşallah