Yemin olsun
Kar tanelerini tek tek,
Yağmur damlalarını bir bir,
Demiri tılsımla birdenbire
Emirlerle göklerden indirenlere.
Yemin olsun
İnenleri;
Yeryüzündeki sinelere yerleştirip
Yürekleri, siyah beyaz
Deste deste dizenlere,
Yemin olsun
Rızaya koşacakların hızını
Emirden kaçacakların gayzını
Elçilere,
Vahiylerle verenlere
Ayrılıyor taifeler bir bir
Kim bilir,
Nerede yerimiz?
Solda rezil üstüne rezil
Sağ durakta hünkar ve vezir
Beklemedeyiz milyarlarla
Gül mü diken mi düşer
Titreyen ellerimize!
Buğday ile samanın
Ayrılık gününü
Yalanlayanların vay haline!
Ecir ve kirden bulamaç
Sodom, İrem, Hicr
Günahkar kentlerin
Sokakları kapılır, insan seline
Şehirler azaba esir
Samiri’nin peşine takılmakta
Her asırda serkeşler
Baği dolu şehirlere girerken
Korkmayanların
Vay haline!
Ellerin, parmakların
Kalbin ve beynin
Bir rahimde
Mülevves sudan mürekkep benliğin
Her durakta, aleyhine
Bir zamana kadar bizlerleydi azalarımız
Geldik işte huzura bir akşamleyin
Huzuru reddeden rahip
Senin de vay haline!
Geliyor olan
Gelmez dediğimiz yangındır
Duman cehennemin dumanı
Kaçacak bir karış yer aranır zülaline
Saraylardan yükselen kıvılcımlar
Sarı develer gibi göklerde
Geldi işte gelmez dediğiniz
Çetin hesabı yalanlayanların
Bugün vay haline!
Herkes yerinde suskun
Konuşamıyoruz bugün
Özrümüz için de çok geç
Kapılanlar, putlara tapıp
Kapıldı Azazil engeline
Ey cehennem!
Seni yalanlayanların
Şimdi vay haline!
Hep tuzakmış,
İşe yaramaz hileli fikirler
Belkiler, tahminler bitti hep
Uzakmış dediğimiz günün içinde an
Bugünü yalanlayan
Öjenik fikirli adam
Senin de vay haline!
Çeşmelerin başında öğün
Çeşit çeşit meyveler
Onları yiyenleri görüyoruz uzaktan
Gılmanlar, huriler, melekler
Sizi dünyada yalanlayan
Alaycıların da vay haline! Bugün.
Gölgelerdi dünyada
İşte daimisi
İncirler, üzümler
Daimisi yoktu diyen iblisler
Kafasını dövüyor şimdi
Var olana
Yok diyenlerin de vay haline!
Rüku lüzumsuz muydu?
Neyi yalanlayacaksın artık!
Geldi inanmadığın gün
Yıldızlar söndü
Gökler yarıldı
Dağlar savruldu
Göçtü dünyadan insan, çınar ve keçi
Yalnızız serilmiş koca sahrada
Bize şahitlik eder mi bir elçi?