Modern mübareze meydanlarının kahramanlarına…
Amfilerden körpe dimağlara salınan zehir
Akıl bostanına senden başka,
Kimse giremez mi zannettin?
Penceresi etten olan kalplere
Çağlarken hüzünlü bir ses,
O zaman Kevser’e uzanır
Buradan çağlayan nehir.
Minberden coşkun fikirlerin, çarparken aşka
Ahşap kapılar, demir zırhlar ile kapansa ne olur.
Konuşamaz değiller sadece mihraptan
Belki mihrabı minberden de ayıramazlar
İn aşağı korkak vombat
Hürmet ile dizlerini büken softaları,
Kırmızı, mor manolyalarımı gör.
Yanımızda fikirleri uçuşmakta nazenin,
Binlerce billur billur, görüşleri var
Kelebekleri dahi incitmez kükremelerimiz.
Sen de kemirmekten vazgeç artık vediaları
Kapılar arkasından kakırca gibi
İhanet edip koparma tazecik tomurcukları.
Ülkemin tepesinde manevi kürsüler
Kuzeyindeki ses pars cesaretidir.
Ay gibi aydınlık yüzler de varken,
Parazit, mikrop ve virüsler
Kemirgenler de olmalı hep.
Köhnemiş kütüklerin içinde gezen.
Sarıklı hüzme, sen bataklıktan çıkarmaya devam et.
Puta tapmak yerine vahye tapan çocuklarımızı.
Çıkış yerinden udul etmiş felsefe
Cevabı olmayan sualler yığıntısı oldu retorik
Sen ey fitneci akademya
Elinde ne var,
İftihar ettiğin intiharlardan başka.
Sirkat, zina, riba, müskirat, şirk
Hangi günahı sığdıramazsın şeriatın içine
Cerbezen olan tanrın ile beraber.
Âdem’den hemen sonraydı.
İyilerin dua etmek için,
Gecenin yarısında uyanmaya başlamaları
İrin olup aktıkça ideler, minik sezenlerden
En ufak sese irkilir oldu insanlar.
Fesat zakkumu serpildikçe aleme
Yatağından kitapları ile doğrulanlar var.
Bir kuruş etmeyecekler de taraftır
Zehirli bir aşka,
Kabil’den yana olanlar da yanacak,
Her tarafın yanışıdır imtihan,
Havva’dan beri.
Kimi aşkın harından kimi de nefretin kahrından yanacak
Müthiş bir tecrübe dedelerimizden
Habiller yanarken iffet koruyucudurlar hep
Hem de kıyamete kadar
Bak!
Nepal’in en uç noktasından dünyaya
Yanmaktır aslolan, hiç değişmeyecek
Ebram, Muses, havarilerden Filipus.
Calut’a had bildiren kahramanlar
Dayanacak bu asırda da çocuklar
Kopar feryadını mermisiz silahından aziz ifam
Sizden sonra kim bilir kimler yanacak
Yelelerin kutsiyetini görünce,
Kaçar meydanlardan sırtlanlar
Herkes bir noktaya elbet varacak
Doğrudan şüzuz eden şöhret olunca
Asla haklı olamaz.
Katiller, masumlar
Yiğitler, korkaklar
Aslanlar, çakallar
Günahlar ve sevaplar
Çok da farklı değil bu sefer
Aynı sualler çıkıyor kaç asırdır, ne kolay
Şıklar bildiğiniz üzere en az ikiye ayrılır
Çatallandı yine yol
Bir ucu “bir adam yaratmak” ülküsüne
Bir olana doğru uzanan enginlik
Reddetmek, yok saymak, iptali hisler
Bir ucu yolun huzursuzluk kokuyor
Sövmeye meyyal, bozucu ozan
Bir yalan melodiymiş
Sevmeye, hep sevmeye diyen şarkılar
Kese kese akçeler, insanlığı inkar edene
Hak için müstağni kalmak ne güzel
“Kimsin sen!” haykırışın.
Mübareze meydanlarında yeni bir usül
Nefes aldıkça sen
Batıl fikirlerin başlarıdır uçan.
İffet abidesi Meryem ve Hanne
İlk harfi öğretendi Hazret-i Havva
Uzanınca onlara menhus hezeyan
Koparılmış diller yağıyor göklerden
Şunu bilin ki;
Onlar vazgeçemez annelerinden.
- Filistin - 19 Eylül 2024
- Zalimlere kararan 4 Kasım - 28 Şubat 2024
- Tenakuz - 9 Haziran 2023