Verilen nimetlere küfrandır isyanın adı
İstihdam nimetine sahip çıkamamaktır ihanetin adı
Kabul olmuş duaların unutulmasıdır gafletin adı
Ya Tevvab, Ya Gafur zikridir bu dehlizin kapısı
Unutursan gayeni, davanı, heva ve hevesler uğruna
Zalim insi ve cinni şeytanların düşersin avucuna
Cihad-ı maneviyi unutup bozarsan ihlasını
Minarenin tepesinden yuvarlanırsın baş aşağı
İblis, önce çeker kendi kazdığı kuyuya
Bakmışsın savrulmuşsun çıktığın yoldan çok uzağa
Açtığı yarayı deşer, kanatır acımadan basar tuzlara
Tövbeden yüz çevirtip boğmak ister ümitsizlik girdaplarında
Evvelde sadece üflemekti kudreti
Asıl insileri istihdamdır onun mahareti
Bakıvermişsin uzanacak el kalmamış düştüğün kuyuda
Dostlarını da ayrı ayrı düşürmüş tuzaklarına
Kaybolduğun yer belli mahzun olma ey nefsim
Yan, kavrul ki çektiğin acılar olsun isyan bedelin
Düştüğün çukurda iten de, çeken de, arkasını dönen de belli
Her ne ki olmuş, O’ndandır, tecelli eder kader, baş eğ ve söyle daim “beli”
Tevvab olan Rabbin bekler ihlasla kendisine yönelmeni
Settar olan Rabbin muştuluyor tövbe edenleri
Gaffar olan Rabbin vadediyor affedeceğini
Rahman olan Rabbine yönel öldür gayrı nefs-i emmareni
Sarp yokuşlar bitmez, yürü tükenmesin nefeslerin
Tek çaren, merhameti sonsuz olan Rabbine karşı tövbelerin
- İnsan bu… - 19 Şubat 2024
- Deccal’in tuzağı israf - 3 Şubat 2024
- Tövbedeki ümit - 22 Ocak 2024