Vakit öğle vaktiydi…
Kabil, Habil’i katletti dünyada.
Vakit ikindi vaktiydi…
Ahir zaman Nebisi (asm) şereflendirdi yeryüzünü.
Vakit akşama yakın…
Kabil’in nesli iblisin nesliyle karıştı ve karıştırdı dünyayı.
Ye’cüc ve Me’cüc orduları seddi geçip yerin ve göğün mührünü aşmak üzere…
Akşamdan önce karanlıkla beraber başlayacak kara günler.
Dünyada her yer Gazze olacak belki de.
Önce çekilecek Nur-u Muhammed (asm), sonra
Nur-u Kur’an çekilip divane olmuş başını çarpacak bir seyyareye ve vefat edecek Dünya.
Artık yatsı vakti…
Mevsimlerden kara kış, kefenlenmiş sanki âlem…
İnsan da gideli çok oldu zaten hatta geriye bıraktığı eserlerden dahi hiçbir şey kalmadı geriye.
Kapandı hikmet diyarı ve açılıyor ölümüm ölümüyle diyar-ı kudret…
İşte beklenen Kıyamet-i Kübra.
Tutuştu denizler, uçuştu dağlar…
Deveran-ı dünya, oluverdi meydan-ı mahşer.
Cehennem üzere kuruldu iki kapılı bu meydan…
Bir kapısı Cehennem, diğer kapısı Mizan’ın arkasındaki Sırat Köprüsü…
Çoğusu meydandan ayrıldı ” Ey Mücrimler” hitabıyla Malik’in beklediği tarafa…
Kalanların yarısı düştü belki de Hutame’nin üstündeki Sırat’tan aşağı…
Kimisi üç bin yıl meşakkatle, kimisi hayal sür’atin de, kimisi şimşek gibi geçti saadet diyarına.
Ve her şey burada kazanıldı ve kaybedildi aslında…
Ölümsüzlük diyarı için yaratılan insan, ölümsüzlük diyarına vardı artık.
Kimisi şekavet tarafında, kimisi ise saadet…
Ve şimdi de o zaman da haykırıyor hayırlılar:
“Zalimler için yaşasın Cehennem…”
Ve çoğusu “Keşke” diyor, “keşke toprak olsaydım”.
Ama nafile, artık vakit hesap vakti zira…
Ya Rabb’i bizi sırat-ı müstakim üzere sabit tut, VE ve “keşke” diyenlerden eyleme…
Amin.
- İnsan bu… - 19 Şubat 2024
- Deccal’in tuzağı israf - 3 Şubat 2024
- Tövbedeki ümit - 22 Ocak 2024