Artık birlik vaktidir.
Birlerin birbirlerine tutunma vakti.
Sımsıkı ve bırakmamacasına hak üzere ittihat vaktidir.
Dört ayrı bir ayrı ayrı olsa kıymeti dörttür bilirsin.
Yan yana omuz omuza gelirse dört ayrı bir, birbirinden aldığı kuvvetle binyüzonbir oluverir.
Kimin hangi basamakta durduğunun önemi yok.
Yan yana ve omuz omuza ise hepsi bir anda binyüzonbir kıymetinin içindedir.
Rast gele çeksen birlerin birini sır bozulur. Tılsım kaçar.
Binyüzonbirden geriye kalan bin yüz on olmaz düşüverir birden bire y ü z o n b i r’e.
O zaman, sen; ey bine mukabil bir istidadı taşıyan BİR (1).
Gel omuz omuza verip olalım hep beraber binyüzonbir.
Artık birlik ve vahdet vaktidir.
Şuristanda kaybolmayalım yağmur taneleri gibi.
Bir olup çağlayıp akalım bereketli topraklara.
Çiçekler yetişip güller açsın. Al al meyveler eğdirsin dallarını.
İhsan-ı ilahi olarak omzumuza konulmuş yükün kıymet ve kudsiyetine yaraşır bir diriliş lazım.
Ümmet için bir istinadgah, bir umut lazım.
Karanlık gecelerde, idrak ve kalplerde parlayacak bir nur lazım.
Kabirde yatan ceddimiz için, istikbaldeki gençlerimiz için, hal-i alem de ki dindaşlar için bir hablullah lazım.
Tek tek, ayrı ayrı yerlerde kopmak üzere olan sadece bir tel’iz.
Bir olursak eğer çelikten halat bir zinciriz.
Ümmeti sahil-i selamete çıkaracak geminin hademeleriyiz.
Şafaktan önceki karanlık, korku saldı sinelere.
Küsuf tutmuş umutların kefareti kalemlerimizde.
Artık yeni bir ses, yeni bir his, yeni bir şevkle…
Biz varız, buradayız, nöbettarız, Kur’an eczanesinden süzülmüş tiryaklar için dellallarız.
Dünün kavgası dünde kalsın, yarının hevesi karanlıkta boğulsun.
Bugünün ihya ve inşası için el ele, omuz omuza, diz dize, gönül gönüle durup binyüzonbir olma vaktidir.
Vakit artık “hizmet” ve “ittihad” vaktidir…
Vakit dörtbindörtyüzkırkdört için hazırlık vaktidir.