İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.
Bediüzzaman hazretlerinin bu ifadesi her zaman olduğu gibi yine dikkatimi çekti ve üzerinde ne kadar düşünsem, tefekkür etsem yine hakkıyla anlamakta aciz kaldığımı daha derinden hissettim.
Hayatta hiç bir şey yoktur ki iman kadar değerli olsun… “Bir kişinin imanı kazanmasına vesile olmak sahralar dolusu kırmızı koyundan hayırlıdır” hadis-i şerifinin dersiyle anlarız ki imanı kazanmaya vesile olmanın değeri muhteşemdir ve böyle bir imana sahip olmaktan kaynaklanan bereket de çok büyük değerdedir.
Hepimizin malumudur ki hayattaki en yüksek hakikat imandır. İman ettik, yani tek bir yaratıcıya inandık, tevhide eriştik. Tevhid manasında bir imandan sonra Allah’ın tek başına tüm kainatı kader dairesinde çevirdiğini gördük ve buna binaen O’na teslim olmaktan başka yolumuz olmadığını anladık.
Teslim olurken diyoruz ki “Allah’ım sen çok yücesin… Kudret sahibisin… Ben sana inandım ve Sana teslim oldum…” Bu teslimiyetimin gereği olarak üzerime düşen vazifeyi en iyi şekilde yaptıktan sonra neticeyi Allah’a bırakıyorum ve işin aslı yalnızca Yaratıcıma güveniyorum, yani O’na tevekkül ediyorum.
Bu safhalardan sonra sonra benim içimde artık hiç bir endişe kalmıyor. Çünkü neticeyi her şeyi yaratan ve her şeye gücü yeten bir Allah’tan bekliyorum ve ancak ancak O’ndan istiyorum.
Ve saadet-i dareyn… İki cihan saadeti… Tüm dünyalar, yani dünya da senin, ahiret de benim oluyor. Çünkü ben ikisinin de Sahibi olan bir Allah’a inanıyorum. İkisinin de Rabbine “Sen teksin, Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim.” diyorum. Her iki dünyanın da Halıkına teslim oluyorum, yalnız O’na tevekkül ediyorum ve her dünyanın saadetini talep ediyorum.
Said olup iki cihan saadetine erebilmek duasıyla…
- İnsan ve papatya arasında - 9 Ağustos 2017
- Sistemin çöküşü - 1 Eylül 2016
- İşsizlik - 8 Ağustos 2016