Dünyayı kurtaracağım…
Bir insana iyilik yapacağım ona fark ettirmeden. Kimse bilmeyecek ama ben mutlu olacağım hatta mutlu olduğumu sandığımdan daha fazla mutlu olacağım ki zihnim onu saklayıp en olmadık zamanda hatırlatınca “iyi ki” diyebileceğim.
Bir kitapta bir cümle dikkatimi çekecek. Okumayı bitirdikten sonra birkaç kişiyle paylaşacak; “biliyor musun?” diye başlayarak tüm duygumu aktaracağım o cümle ile birlikte. Sonra unutacağım. Anlattığım kişiler de unutacak. Bir gün “sen çok değişmişsin” dendiğinde beni değiştiren şeylerden birinin o cümle olduğunu hatırlamayacağım.
İyi insanlar çıkacak karşıma, “Allah iyilerle karşılaştırsın” duasının ne anlama geldiğini kavrayacak kadar zengin olacağım. Sonra zıddı ile bilinen her şey gibi kötüleri de fark edeceğim. Ama benim gücüm yetmez ki onu değiştirmeye dediğim anda deniz yıldızı hikâyesi gelecek aklıma. Biri için çok şeyin değiştiği o şeyi yapmaya adayacağım kendimi.
Bir yazarı anlatacağım. Yazdıkları ile yaşadıkları arasında uçurum olduğu sanılan birini. Hayatımın sonuna kadar minnettar kalacağım o kişinin benim varlığımdan bile haberi olmayacak.
Hatalarım olacak. Çoğunu bilmeden ama bir kısmını bilerek ve isteyerek yaptığım hatalarım. Kızacağım kendime, öfkeleneceğim, nasıl yaptın sen bunu diyeceğim! Çok şey oldu böyle, belli ki olmaya da devam edecek. Ama insan önce kendine merhamet etmeyi öğrenmeli diyebileceğim, dahası merhamet edebileceğim kendime.
İstanbul’un merkezi yerlerinde bomba alarmı verildiği zamanlarda İstanbul’un içinde içimdeki İstanbul ile tanışacağım. Kalabalık yanları, hiç gitmediğim yerleri, güzel manzaraları olacak. Bazen gece sokaklarında dolaşmayı korktuğum, bazen defalarca gitsem de her seferinde farklı haz duyduğum yerler olacak. Bir yaka ile diğeri arasındaki köprüleri ben kuracağım.
Tekrarlanan hikâyeler yazacağım. Okuyanlara basit gelecek anlattıklarım. Herkesin biricik hikayesinde benim biricikliğim yok sanılacak. Basit hikayeler okumaya odaklanacağım uzun bir süre… Bir kağıt toplayıcısının, herkesin tanıdığı bir sanatçının, Anadolu’dan adını bilmediğim bir teyzenin anlattıkları ile Amerika’daki en büyük şov programı sunucusunun hayata dair aynı cümleyi kurmasına şahitlik edeceğim. Hepimizin “insan” kümesinde, aynı duygularda birleştiğini bir kez daha fark edip, herkes gibi sonrasını ben de görmezden geleceğim.
Bildiklerim yük olacak üzerimde; bildiklerinden mesulsün diye uyaracak biri, “dikkat et!” öğrenirken diyecek. Bilmek mi, bilmemek mi diye sormayacağım hiç! Oku, diye emretmiş olanın bizi zaten o fıtratta yarattığına emin olarak devam edeceğim daha çok okumaya, öğrenmeye. Yetmeyecek biliyorum, üç günlük dünya merak ettiğim onca şey için kısa gelecek. Zaten şu an verilmiş kapasiteyle bile anlayabildiklerim kısıtlı diyeceğim.
Kısıtlı olabilmek mutlu edecek, mükemmel bir düzende kusurlu yaradılışımıza ve ki bu yüzden üstün oluşumuza hayret edeceğim ve hayret ettiğim onca şey arasında ilk sırayı uzun süre bu alacak.
Evet, biri yetmez deyip iki dünyayı kurtarmaya çalışacağım bildiklerimle… Umudumu yitirmeye başladığım anda basit bir şey yapacağım, parmak uçlarıma bakacağım.
- Seyirci - 30 Kasım 2016
- Basit bir şey yapacağım - 22 Mart 2016
- Nefsimin izniyle - 30 Aralık 2015
Acı ile yutkunduğum şu demde, herkesler beni anlamaktan uzak, imkanlar kendimi ortaya koymama müsaade etmiyor diye düşünürken, başkalarının hoyratlığı benim kabahatim olmadığı halde gelip de hayatımı mahvediyorken yani bunca dağılmışken kendi zindanımda… Okudum bu yazıyı. Bu halde bile beni içine düştüğüm girdaptan çıkartmak için çok çaba sarfetti bu satırlar. Kah ışığa yaklaştım, kah karanlığıma gerisin geri yuvarladım. Evet belki düze çıkamadım, lakin ben henüz nail olamasam da biryerlerde adına huzur denilen güzelliğin varlığına tekrar iman ettim.
Bu halimde bile beni yukarı çekmeye çalışan ve halimden bi haber olduğu halde kendisine minnettar olduğum yazara teşekkür ederim.
Umudunun, daima 18 lik beden gibi diri olmasını diliyorum.