Kader ilim nev’indendir. İlim maluma tabidir.*
Bediüzzaman hazretleri Kader bahsinde böyle söyler. Biz şimdi bu konu etrafında dönelim yavaş yavaş. Biraz hayatımızdan kesitler sunalım, biraz da konudan farklılaşalım, tekrar gelelim, girelim kaderimizin o şefkatli sinesinin altına…
Kader ilim nev’indendir. Nasıl olur bu? İlim maluma tabidir. Aslında birinci cümleyi açıklamak için ikincisine ihtiyaç var. İspatlamak için de aynı cümleye ihtiyaç duyarız. Biyoloji bir ilimdir. Ama biyoloji kitaplarında yazdığı için biyoloji bir ilim değildir. Canlılar aleminden hayretengiz ve mu’cizevi bir faaliyetlere ayna olabildiği oranda biyoloji kitapları ilim mahiyetini kazanır. Yani aynı şekilde kader ilmi bilinene tabidir.
Gelelim muhabbeti getirmek istediğim yere. Vakıflar çok büyük fedakarlıklar içinde hizmet etmeye çalışıyorlar. Yegane düşünceleri yeni bir kişiyi nasıl dershaneden içeriye dahil edilme düşüncesidir. Nasıl imanî ve Kur’anî hakikatleri genç nesillere ulaştırırım gayesidir. Nasıl kemiyetteki keyfiyete ulaşırız, nasıl Kuran’ın sönmez ve söndürülemez bir güneş olduğunu topluma ispat edebiliriz derdidir. Dertleri, dertlerimiz bu hani şu Dördüncü Mesele var ya şu Dünya Savaşı’ndan daha büyük bir hadise, herkese ve bilhassa Müslümanların başına açılmış o en büyük hadisede… İşte bizim en büyük derdimiz o meseleyi kazanıp kazandırmak davasından geliyor.
Bizim gayemiz var beyler. Ve bizim gayemiz ne para-pul, ne makam, ne şöhret, ne de başka bir şey. Bunların hiç biri anaların çocuklarının saçlarını okşarken verdiği huzuru vermez, ama şunu anlamak lazım ki hizmet için niceleri analarından ayrılıp gurbet ellere düşmüşler.
Şimdi çirkin iftiralar Risale-i Nur hakikatinden nasip almamış “kardeşler” diyor ki, sizinle hizmet olmaz. Peki neden? Ancak gözünün üstünde kaşın var kabilinden bahanelerden başka şeyler değil.
Zübeyri çizgi deniliyor değil mi? Uhuvvet, muhabbet, tesanüd namına zerre-miskal hassasiyeti kalmamış bir kalbin çizgisine ne ünvanı verirsen ver, bir şey değişir mi? Ama keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. İlla ki bir ilahi adalet var. Allah’ın hesabından kim kaçacak? Bizim içiniz rahat. Zorluklar bizi gaflet uykusundan uyandırır, hatta dinç tutar. Ama iftira, atılandan çok atanı kirletir.
Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.**
Aslında bizler açısından netice itibariyle bir sıkıntı yok. Kaderi olarak sadece seçimler bizim irademizde, ama külli iradeyi unutanlar, kendileri kaderi inşa edecekmiş gibi mağrurlaşıyorlar. Sizin cerbezeli bir zekanız varsa bizim serhaddim gibi iman dolu bir göğsümüz var.
Unuttuysanız hatırlatmak isterim, Allah oyun bozanların en hayırlısıdır. Kader ilim nev’indendir. İlim maluma tabidir. Kaderi yazan da, yaşatan da Allah’tır. Her şey gibi başlangıcı da bitişi de hayırlı olacaktır. Sizin kirli oyunlarınızı hayra tebdil edecek olan da Allah’dır. Son sözümüz Hasbunallahiveni’melvekil..
Dipnot:
* Sözler – 26. Söz.
** İnşirah 94/5.
- İnsan ve papatya arasında - 9 Ağustos 2017
- Sistemin çöküşü - 1 Eylül 2016
- İşsizlik - 8 Ağustos 2016