İbrahim’i (as) yakmak için toplanırken odunlar
Gayretliydi o zaman da müşrik ve gafil kalabalıklar
Sessizdi yine bugünkü gibi zavallılar
Çocuklar katledilirken Musa’lar (as) gelmesin diye Mısır’da
Gazze’deki gibi masum bebelerin çığlıklarıydı çıkan arşa
Hırs, hased ve gafletle kör kuyular ararken kardeşler Kenan’da
Yusuf (as) gibi masum müminler şu an yine karanlık kuyularda
Mekke’den kendi kavmince zorlanmıştı Fahr-i Âlem hüzünle Hicret’e
Yurtsuz yuvasız bırakıldı müminler Filistin’de
Ümmet için istibdada kılıç kaldıran Hüseyin’di (ra) Kerbela’da
Susuz bırakılıyor yine mücahidler Mescid-i Aksa’da
Asırlar geçti değişti zaman
Gaflet, ihanet ve zulümdü bâki kalan
Masumları parçalayan aç canavarlara muhabbete devam
Diş kirası veriyor yavrusunu parçalayana nâdan
Muaraza-i bilhurufa yetmedi, yetmiyor kudretleri
Muharebe-i bissüyuftu tek çareleri
Hakkın karşısında hezimet ve zillet her daim kaderleri
Kim bilir artık gelmiştir Seyfullah’ların vakti
Değişir devirler devam eder zulüm
İttihad-ı İslâm olmazsa işgal edilecek cümle mülküm
Umutlar kesilirse Rahman’dan işte o vakit gelir hakiki ölüm
Hak daim hak galebe edecektir, rahat ol ey gönlüm