Mübarek mekanlara çocuksuz girilmez

Mübarek mekanlara çocuksuz girilmez

Muhterem müslümanlar! Dergahlar, tekkeler, zaviyeler, mescidler, camiler ve medreseler gibi mübarek yerler, iftardan hemen sonra evdeki bulaşıklardan, çocukların seslerinden kurtulmak için sığınılacak kaçış mekanları değildir. 

Bu mübarek mekanlar Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselamın ahvali ile iftarları bekledikten sonra çocuklarımızla ailecek hep beraber gönüller imar etmek üzere zikir, evrad, tefekkür ve tebessüm ile alınan yolların nihayetindeki kurtuluş kaleleridir. 

Bu mekanlar dolacak, dolmalı, doldurmalısınız derken kantarın topuzunu kaçırıp ölçüsüzlükten veya heyecandan ne söylediğini bilmeyen sofiler, müridler, abiler, hocalar olur mu, olur tabii ki de. Bazen bilinmeden, dergahta bir dakika geçirmenin sevapları ile imrendirilir; çocuğu ile iftar öncesi oynamak nasıl bir sünnettir, bilmeyen babalar. Mutfakta sabaha kadar bulaşık yıkamanın mütevazılığından ve sevabından dem vurulur, evinde dağ gibi bulaşık ile eşini yalnız bırakan kocalar. 

Eğer siz de muhakemesizseniz, başlar gurur duyulan utanç verici iftihar tabloları. “Evde bir defa iftar yapmadım.” “Cami cami dolaştım, evde bir defa teravih kılmadım.” “Sahurda dahi zaviyedeyiz.” “Dergahta bulaşıkları hep ben yıkarım.” Ah, ahhh içler acısı! Neredesiniz şeyhim, neredesiniz hocalarım, neredesiniz abiler; kurtarın bu gençleri!

O zaman biz muhakemeli olalım da ailemiz ve çocuklarımız üzerindeki karşılıklı haklarımızı kimseciklere gaspettirmeyelim. Bu mübarek ayda şeytanlar bağlanıyor malumunuz. Şeytan soldan gelemiyor müskirat yuvalarından, sefahathanelerden sesler nasıl da kesiliyor bir anda. O zaman sağ tarafımızı kolaçan edelim.

Düzenlediğiniz iftarlar, iftar sonrası programlar, teravihler, sahurlar, cazip yemek programları çocuklarınızın yüzünü güldürüyorsa devam edin, eşinizi mutlu ediyorsa devam edin. Fakat sadece sizi mutlu ediyorsa durun ve düşünün! Düşünemiyorsanız o şeyhler, hocalar, abiler ve sofiler bir parça basiret sahibi iseler; sizleri çocuklarınızın yanlarına kovalarlar zaten.

Kısacası evlerinizde çocuklarınızla teravih namazı kılmadan, Kur’an okumadan, iftar yapmadan, sahur hazırlanırken eşinize yardım etmeden, mutfakta bulaşık yıkamadan, çocuklarınızla iftar öncesi saatlerce oynamadan, tefekkür dersleri okumadan, yeri geldiğinde öğretici bir sinema izlemeden evinizi medrese yapamazsınız.

Ömer Faruk Topçuoğlu
Latest posts by Ömer Faruk Topçuoğlu (see all)
Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.