Hani Yahudiler lanet edilmiş, üzerlerine semavi zem ve itab zikredilmiş.
Fena hasletli maddiyat ve menfaat merkezli insanlar imiş de yahu bu memleketin İslam coğrafyasına rağmen her yöre insanından bir kesim bu Yahudi zilletini meslek ittihaz etmiş.
Doymayan mal mülk açlığı, dillerde sürekli fakirlik şikâyeti, hiç yokmuş gibi envai çeşit nimetin şükürsüzlüğü alışkanlık olmuş.
Tokada müstehak bir nankörlük bu hal.
Nimet çok, istifade ve lezzet yok, doyasıya muhabbet yerine rekabet, yarış çok.
Sorsan kimse memnun değil, ağızda yalan hazır bekler, duyunca inanmamak elde değil.
O kadar yalanları benimsemişler ki o meskenet damgası üzerlerine öyle yapışmış, sefil ve alçak hayat doldurmadalar.
İktisad, kanaat ve paylaşmanın lezzetinden mahrum, âli makamından çok çok uzak, kıskançlık ve hased girdabında ürettikleri asit kendilerini zehirlemekte.
Oysa ne var seninle fayda görse bir ahbabın, başkasında olanla sevinebilse gönlün, öbürünün iyiliğiyle iftihar edebilsen.
Nedir bu gözün çıkacak gibi başkasına fena nazarın!
Yani uzakta Yahudi aramaya gerek yok, dip dibe yaşıyoruz duygularla.