“Nasıl”da kaybolmak!

“Nasıl”da kaybolmak!

Sabit değişkenli yaratılan alemden bahsedilmişti yeknesak istimrar yazısında. Yani birbiri ardına yaratılan alem hep aynıymış gibi geliyor akıl ölçeğimize. Bu sabit değişkenli yaratılışla, alemde nizam ve intizam muhafaza ediliyor, yaşanabilir en güzel alem bizlere sunuluyor. Ancak  insan kendisine alet olarak verilmiş akıl ölçeğiyle bakmaya mahkum ederse kendisini, “Her şey aynıdır” der ve geçer. Her şeyi küçültür, hiç eder ehemmiyetsizce.

Dün bugünle aynı, bugün yarınla aynı olacak deyip bugün yaratılan her şeyi yok, yarın yaratılacak her şeyi şimdiden hiç kabul ediverir, kasır aklınca. Zira farklılık görmeyince aklın gözü aynılıktan sıkılır/sıkılmıştır. Bir nebze haklıdır da bu konuda, akıl melekesi. Alemi hep aynı yaratılışla kavrayan bu sebeple de aynılık zannı içine hapsolan akıl, bütün hadisatı küçülttükçe küçültür. Aynı olanı düşünmekten kısır bırakır zihnini. Sonuç olarak alemi aklıyla tartsa da, o aklın sahibi akledemiyor demektir alemini. Buna gaflet de diyebiliriz yani alışmaktan akledemez/fikredemez hale gelmek.

Dünyanın en akıllı insanları (bundan kasıt devamındaki yani) yani aklını en çok kullanan insanlar filozoflardır. Onlar her şeyi akılla tartan, sonucu mutlaka maddi bir sebeple izah eden ya da izah etmeye çalışan, sebebi de sonuçtan bilen böyle bir kısır döngü içerisinde dolaşan, bugün bilim adamı da diyebileceğimiz sözüm ona en akıllı insanlar. Onlar yeryüzünü nasıl oluyor diye akıllarıyla didik didik eden insanlardır.

Her gün Güneş’i doğarken görür, “Sürekli her günkü gibi doğuyor” der. Nasıl olduğunu bildiği için akletmez, gerek bile duymaz buna. Fakat bu insanlar aynı şey tekrar tekrar yaratılıyorken nasıl olduğunu bildikleri halde “neden?” sorusunu sormayan ve aklını “nasıl”da kaybetmiş insanlardır. Akıl “nasıl”da kaybolunca “neden?” sorusuna cevap veremez, “neden?” aklı gerer, aciz bırakır.

Akıl aynılıktan sıkılır ve farklılıktan lezzet alır, bu doğru. Bu sebeple ehl-i ilme düşen iş, nasılda kaybolmadan, neden (hikmet) sorusuyla aleme nazar etmektir.

Misal; yağmur hep aynı “nasıl” ile yağarken yeryüzüne, toprağa hiçbir zaman aynı “neden”le düşmez…

Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.